İsveççede cümle yapılarında sıklıkla kullanılan hatta olmazsa olmaz diyebileceğimiz cümle bağlaçlarından (bisatsinledare) (Yan cümle bağlaçları olarak da çevirebiliriz sanırım) bahsedeceğiz.

Türkçede kullandığımız -dığında, -diğinde, sırasında, -iken gibi yan cümle bağlaçları ile anlam olarak aynıdır. Bu konuyu iyi anladığımızda isveççe’de güzel bir yol kat etmiş olacağımıza inanıyorum.

Bisatsinledare esasen yan cümleyi ana cümleye bağlayan bağlaç demektir. Yan cümlenin başında mutlaka olmalı yani. Bisatsinledareler kendi aralarında ayrılıyor. Mesela durum bildirirken, soru sorarken, zamanla ilgili bağlarken, gerekçelendirirken veya neden gösterirken, onaylarken, karşılaştırma yaparken farklı bisatsinledareler kullanıyoruz. Aşağıdaki örnekler ile daha iyi anlayabiliriz.

İsveççede en çok kullanılan bisatsinledare listesine ve örneklere buradan ulaşabilir,
PDF dosyasını indirebilirsiniz.

Genel Bağlaç (att – bisatser)

Bu bağlaç gelen olarak bir durumun olduğunu ve bu durumu ana cümle ile ifade ettiğimiz cümlelerde kullanıyoruz.

  • Jag sa att Gözde var sjuk. (Gözde’nin hasta olduğunu söyledim)
  • Jag gillar att läsa böcker (Kitap okumayı seviyorum)
  • Han sa att han skulle komma (Geleceğini söyledi)

Sorgulayıcı Bağlacı (om – Frågande)

  • Vi undrar om du vill komma till festen. (Partiye gelip gelmeyeceğini merak ediyoruz)
  • Om det regnar stannar vi hemma (Eğer yağmur yağarsa evde kalacağız)
  • Han undrade om du ville följa med (Senin gelip gelmek istemediğini merak etti)

Yukarıdaki örnek aynı zamanda dolaylı soru sorma dediğimiz (indirekt) cümle yapısına örnek. Bir bilinmeyen var ve biz bunu merak ediyoruz, direk sormuyoruz. Cümlenin sonunda soru işareti olmaz ancak Vill du komma till festen? şeklinde sorarsak direkt oluyor ve soru işareti ile bitiriyoruz.

Zaman Bağlaçları (när, medan, innan, tills, inte … förren – tid)

  • Jag fick penicilin när jag var sjuk (Hasta olduğumda penisilin vurundum)
  • Han lyssnar på radio medan han lagar mat. (Yemek yaparken/yaptığı sırada radyo dinliyor)
  • Hon låser dörren innan hon går herifrån (Evden ayrılmadan önce kapıyı kilitliyor.)
  • Barnen var ute och lekte tills det blev mörkt. (Çocuklar hava kararana kadar dışarıdaydılar ve oyun oynadılar)
  • I Sverige får du inte köpa öl förrän du är 18 år (İsveç’te 18 yaşından önce içki satın alamazsın)
  • När jag kom hem var huset tomt (Eve geldiğimde, ev boştu)
  • Medan jag läste boken ringde telefonen (Kitap okurken telefon çaldı)
  • Innan vi går måste vi städa (Gitmeden önce temizlik yapmak zorundayız)
  • Vi stannar här tills du kommer tillbaka (Sen geri dönene kadar burada bekleyeceğiz)
  • Jag går inte hem förrän jobbet är klart (İş bitene kadar eve gitmeyeceğim)

Niyet Bağlacı (för att – avsikt)

  • Han lånade femtio kronor för att kunna resa hem. (Eve gidebilmek için 50 kr. borç aldı)
  • Jag tränar för att bli starkare (Daha güçlü olmak için antrenman yapıyorum)
  • Hon sparar pengar för att resa till Europa (Avrupayı gezmek için para biriktiriyor)

Olay Sırası Bağlacı (så … att – Följd)

  • Det blåste mycket att man inte kunde gå ut. (Hava o kadar rüzgarlıydı ki insan dışarı çıkamazdı)
  • Det var varmt att vi inte kunde sova (O kadar sıcaktı ki uyuyamadık)

Nedensellik Bağlaçları (därför att, eftersom – orsak)

  • Han fick sparken därför att han alltid kom försent. (Her zaman geç geldiği için kovuldu)
  • Eftersom han alltid kom försent fick han sparken. (Her zaman geç geldiği için kovuldu)

Şart Bağlaçları (om, ifall – villkor)

  • Jag blir glad om du kommer till festen. (Eğer partiye gelebilirsen çok sevinirim)
  • Ifall du inte komma måste du ringa (Eğer gelemezsen aramalısın)

İmtiyaz/Rıza Bağlaçları (trots att, fast(än), även om – medgivande)

  • Han arbetar idag trots att han har feber (Ateşi olmasına rağmen bugün çalışıyor)
  • Sara åker alltid bil fastän hon bor nära jobbet. (Sara işe yakın bir yerde yaşamasına rağmen her zaman araba kullanır)
  • Även om det är svårt måste du försöka. (Zor olsa bile/Ne kadar zor olursa olsun denemek zorundasın)

Karşılaştırma Bağlaçları (som, såsom, liksom, ju … desto – jämförelse)

  • Ingenting blir som man har tänkt sig. (Hiçbir şey planlandığı gibi gitmiyor)
  • Bosse simmar såsom en fisk gör (Bosse bir balık gibi yüzüyor)
  • Det är ont om jobb här liksom det är på andra platser (Diğer yerlerde olduğu gibi burada da iş imkanları kısıtlı)
  • Ju mer man tränar, desto bättre mår man. (İnsan ne kadar çok idman yaparsa o kadar iyi hisseder)
  • Ju mer du övar, desto bättre blir du (Ne kadar çok çalışırsan o kadar iyi olursun)

Uttryck:
Det är ont om jobb” : iş sıkıntısı var anlamına gelen bir deyimdir.

Faydalandığım Kaynaklar

İsveççe öğrenirken kullandığım ÜCRETSİZ kaynaklara buradan ulaşabilirsin.
İsveççe Öğrenmek İçin En İyi Ücretsiz Kaynaklar

İçerikleri faydalı buluyorsanız yorum yazarak belirtebilir, anlamadığınız kısımları sorabilirsiniz.
Benimle @huseyineskan instagram hesabım üzerinden iletişime geçebilirsiniz.